ElbistanTarih

Izgın Steli

Güncelleme: 27 Nisan 2024

Izgın Steli Kayseri, Malatya ve Maraş arasında kalan bölgede Helenistik öncesi döneme ait bulunan ilk yazılı eserdir. 1882 yılında Elbistan’ın 9 km batısındaki Izgın köyü mezarlığında bulunduktan kısa bir süre sonra İstanbul’a taşınmış ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştır.

Izgın Steli’nin Keşfi ve İstanbul’a Nakli

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde, antik dönemde bölgenin en önemli merkezlerinden Izgın’da 1882 yılında bulunmuştur. Arkeoloji dünyası tarafından ilk fark edildiğinde Izgın yakınlarında bir mezarlıkta mezartaşı olarak kullanılıyordu.

Izgın stelini ilk olarak Maraş Amerikan İlahiyat Seminerinde görev yapan, Maraş’tan birçok eseri kendisiyle birlikte Amerika’ya götüren Profesör Henry Marden, 1882 yılında bölgeye yaptığı bir ziyarette Izgın’da bir mezar başında farkeder ve yakınlardaki bir evde muhafaza edilmesini sağlar. Henry Marden stelin özelliklerini Amerika Şarkiyat Topluluğu ve British Müzesi’ne bildirir.

Küçük Asya’da Epigrafik Bir Yolculuk isimli 1888 yılında yayınlanan eserinde, Amerikalı arkeolog Sterrett, 1884 Ağustos ayında bölgeyi ziyaret etiğini, Izgın mezarlığında Roma dönemine ait iki adet mil taşı bulduğunu ve kayıt altına aldığını anlatır. “Henry Marden’in raporladığı aynı yerde bulunan yazılı Hitit stelini ise çalışmaları esnasında ciddi şekilde ateşlendiği ve günün büyük bölümünü Izgın’da bir odada dayanılmaz ağrılar içinde geçirdiği için göremediğini” belirtir.

1891 yılında bölgenin antik yollarını araştırmak için Elbistan’a gelen D. G. Hogarth ise İngiltere Kraliyet Coğrafya Topluluğu’nun Tamamlayıcı Makaleler isimli yayınının 1893 tarihli 3. cildinde yer alan “Küçük Asya’nın Doğusunda Modern ve Antik Yollar” başlıklı makalesinde “Izgın’da uzun süredir bir mezarlıkta dikili vaziyette bekleyen, yaklaşık 9 fit (2.74 m) yüksekliğinde dört cephesi yazılı, son dönemlerde keşfedilen en sıradışı Hitit eserlerinden birinin yakın zamanda Elbistan’a getirildiğini” anlatır. Hogarth stelin Elbistan’da bir saray/kervansaray (serai) bahçesinde bulunduğu söyler, arkadaşı Munro fotoğraflarını çeker, kendisi detaylı çizimlerini yapıp, inceler.

Izgın Steli Elbistan’da bir devlet dairesi bahçesinde

Sir Charles Wilson, 1895 yılında yayınladığı “Küçük Asya’da Seyahat Edenler İçin El Kitabı” isimli çalışmasında, “Izgın’da bulunan dört yüzü hiyeroglif yazıtlı dikkate değer bir Hitit eserinin 1891’de Elbistan’a nakledildiğini, oradan da kısa bir süre sonra İstanbul’a gönderildiğini” belirtir.

Alman Oryantalist F.E. Peiser, kendi kurduğu ve uzun süre editörlüğünü yaptığı, Almanca aylık yayın yapan Oryantalist Gazete‘nin 1898 Ocak ayında yayınlanan ilk sayısında “1897 yılında Izgın Steli’ni, Maraş Aslanı ve Maraş Steli ile birlikte İstanbul’da bulunan Osmanlı İmparatorluk Müzesi’nde gördüğünü” belirtir.

Izgın Steli Özellikleri

Hogarth ve Munro’nun Izgın Steli Çizimi – 1893 Recueil vol 15

Izgın Steli detaylı bir şekilde ilk olarak 1891 yılında Elbistan’da bir avluda görüp inceleyen, fotoğraflarını çeken ve çizimlerini yapan Hogarth tarafından görüldükten iki yıl sonra yayına dönüştürülür. Fransa’nın Kahire Misyonu’nun bülteni olarak 1870’den beri yayınlanan Mısır ve Asur Filolojisi ve Arkeolojisi Çalışmaları isimli yayının 1893 tarihli cildinde, Hogarth ve Ramsay imzalı makaleye göre; Izgın Steli 25 cm x 48 cm genişliğinde yaklaşık 2.74 m yüksekliğinde dikdörtgen prizma formuna sahiptir. Yarma kireçtaşı stelin 4 yüzünde de hiyeroglif yazıtlar bulunur. Hogarth bu makalesinde stelin Izgın’dan İstanbul’a devam eden yolculuğuna ilişkin sıradışı detaylar veriyor. Ayrı bir yazı olacak kadar ilginç bu öyküyü ek kısa sürede burada yayınlayacağım. Meraklı okurlar takibi bırakmasınlar.

Yazıtın Çözülmesi

Stelin üstünde ne yazdığı o dönemler bilinmiyordu. Eski yazı uzmanlarının yıllar süren katkılarıyla Izgın Steli yazıtlarının ne anlattığı 2000 yılında İngiliz Hititolog John David Hawkins tarafından ortaya konulmuştur. Dört yüzüde Luvi hiyeroglifleri bulunan stelin A, B ve C yüzlerinde birbirinin devamı niteliğinde bir yazıt Izgın-1 olarak isimlendirilmiştir. D yüzünde ise Izgın-2 olarak isimlendirilen, büyük oranda tahribata uğradığı için ilk yazıtın devamı olup olmadığı tam anlaşılamayan başka bir yazıt bulunur. Yazıtta, stelin Taita(?) adında bir yerleşke kuran Taras(?) adındaki Malizi (Malatya) hükümdarı tarafından dikildiği belirtilir, Taita‘nın sınırlarının genişletildiğinden bahsedilir.

ben Malizi’nin Efendisi Kahraman Taras(?)
babamın tahtına oturduğumda
Tarhunzas yanımdaydı
büyükbabamın ülkesinde, sınırlara sınırlar
nehirli topraklara nehirli topraklar ekledim
Taita(?) şehrini kurdum
ve Malizi(lileri) yerleştirdim.
YALIYASA- kasabalarına … nehir (halkını) yerleştirdim.
ve tahakkümüme göre PITHOS.GRYLLUS şehri …
… …
… ekledim(?)
ve Arnuwantis adına kendim …
… tanrılar …
… bir WALI hükümdarı göreceğiz.
ve hepsiyle birden … … … … sınırlarım …
hükmümüzle … o/onlar …dı/dılar
ve ona eunuch(?) bir hizmetkar olarak Azamis’i verdim
dokuz tanrı onu/onları sürekli yüceltti
ve geyik için …

ve onları YALIYASA kasabalarına yerleştirdi
bir yandan … *286 şehrinin sınırlarını ekledi
diğer yandan Hiliki(?) şehrinin sınırlarını ekledi
ve ona …
ve PITHOS.GRYLLUS şehri …

onun adı (veya/ve) sureti efendisinin huzuruna çıkarılacak
Azamis bile efendisi için ritüeller gerçekleştirsin.
Ancak bunu silen (o) …
fırtına tanrısı onun için …

Milattan önce 11-10. yy.’a tarihlenen stel İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Izgın Steli Elbistan’a Getirilmeli

Izgın Steli İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde Sergileniyor

Elbistan kent merkezinde cumhuriyetin ilk yıllarında hükümet konağı olarak inşa edilen, sonraki dönemlerde kütüphane, karakol, polis evi gibi kurumlara ev sahipliği yapan taş yapı şu anda Elbistan’ın arkeolojik ve etnografik ögelerinin sergileneceği ilk müzesi olarak yeniden restore ediliyor. Müzelerde bulunan Arkeolojik eserler, entografik eserlerden daha çok ilgi görüyor. Umarım Izgın steli bir gün, bulunduğu topraklara getirilir Elbistan Kent Müzesi’nin en nadide eserleri arasında yerini alır.

Bize Destek Olun

Tamamen esas kaynaklarını belirterek hazırladığım yazılarımı büyük uğraşlar sonucu meraklıların istifadesine sunuyorum. Yazıların kısa bir özeti veya giriş kısmı kullanılarak burada bulunan yazıya bağlantı verilip başka sitelerde kullanılabilir. Yazının tamamının kaynak gösterilse bile başka sitelerde kullanımı yasaktır. Yazılarımız beğeniyorsanız, meraklıları ile paylaşarak ve yazılar hakkında bildiklerinizi alt bölümden yorum olarak ekleyerek bize destek olabilirsiniz.

Facebook Yorumları
Tıkla. Paylaş. Destek Ol.

Yusuf Köleli

Şeyma'nın eşi, Bilal ve Barış'ın babasıyım. Endüstri Mühendisiyim. Küçük şehirleri severim. Tarih ve arkeolojiye meraklıyım. Maraş'ı yürüyerek, bisiklet üstünde, yamaç paraşütüyle ve yüzerek keşfetmeye çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir