İngiltere’nin 1904 Tarihli Gizli Askeri Raporunda Maraş, Zeytun, Göksun ve Elbistan
Güncelleme: 19 Ocak 2019
Francis Richard Maunsell
1861’de İngiltere’de doğan Francis Richard Maunsell, Cheltenham Kolejinden ve Kraliyet Harp Akademisi’nden mezun oldu. İngiltere ordusunda topçu subayı olarak çalıştı.
1897 – 1898 arasında Sivas’ta, 1898 – 1901 arasında Van’da konsolos yardımcısı, 1901 – 1905 yılları arasında ise İngiltere’nin İstanbul Askeri Ateşesi olarak görev yaptı. Bir müddet Makedonya’da çalıştıktan sonra 1908 yılında Trazon’da maslahatgüzar olarak görev aldı.
Britanya ordusunda yarbay rütbesine kadar yükselen Maunsell hiç evlenmedi. 1929’da vefat etti.
Bize Destek Olun
Maraş hakkında bilgi çoğalsın için uzun uğraşlar sonucunda hiçbir beklenti içinde olmadan bu eserleri sizlere sunuyoruz. Beğendiğiniz yazıları paylaşarak, tanıdıklarınıza önererek ve Maraş Avucumda’yı sosyal medyada takip ederek bize destek olabilirsiniz. Konu hakkında bildiklerinizi, varsa içerikteki eksik ve kusurlarımızı yazının altına yorum olarak belirtmeniz de çok faydalı olacaktır.
Yazımızın giriş kısmı ya da kısa özeti alınıp, tamamı için bu sayfaya bağlantı verilerek kullanılabilir. Yazının tamamının referans verilse dahi başka sitelerde kullanılması hem bizim yeni eserler ortaya koyma şevkimizi kıracak hem de fikri haklarımızı ihlal edecektir.
Türkiye’nin Doğusu Hakkında Askeri Rapor
Maunsel kendinden önceki ve sonraki İngiltere’nin İstanbul Askeri Ateşeleri’nin pek çoğu gibi Osmanlı İmparatorluğu hakkında derin bilgiye sahipti. Aynı zamanda konusunda uzman ve tecrübeli bir seyyahtı. Pek çok kez Anadolu’da uzun süreli gezilere çıkmıştı. Gezilerinin bir bölümü Kraliyet Coğrafya Topluluğu Dergisi’nde yayınlanmıştır. Yayınlanan makalelerinin hiçbirinde Maraş’tan bahsetmemektedir.
Uzun yıllar Türkiye’nin doğusunda görev yapan Maunsell, İstanbul Askeri Ateşesi olduğu dönemde 1904 yılında askeri amaçlı kullanılmak üzere Britanya Ordusu İstihbarat Dairesi için gizli bir rapor hazırladı. Bölgenin sosyal ve fizikisi yapısı hakkında zengin bilgiler içeren Doğu Türkiye Hakkında Askeri Rapor, ordu görevlileri için hazırlanmış bir nevi seyahat rehberiydi. Raporda Maunsell tarafından hazırlanmış askeri haritalar da bulunmaktadır.
Bu gizli raporda Maraş, Elbistan, Zeytun ve Göksun hakkında ulaşım imkanları, nüfus, yönetim, ordu kaynakları, iklim ve coğrafya hakkında bilgiler verilmiştir. Metinden anlaşılacağı üzere İngiltere kitabın yazıldığı dönemlerde olası bir savaş için hazırlıklara çoktan başlamıştır.
Kitabın tüm kopyaları Londra’daki British Kütüphanesi Ulusal Arşivlerinde muhafaza edilmektedir. İngilizce bir blogda kitabın Maraş bölümlerini de içeren küçük bir kısmının fotoğrafları paylaşılmıştı. Oradan alarak çeviriyi yaptım. Umarım İngiliz Ajansları peşime takılmaz.
Maraş
Maraş üçte biri Ermeni olan 40.000 nüfuslu mamur bir şehir. Halep vilayetine bağlı, mutasarrıf tarafından yönetilen bir sancak merkezi olan Maraş, Ahır Dağı eteklerinde kurulmuş. Birkaç kilometre güneyde Aksu Nehri ovayı baştan sonra katediyor. Şehir merkezinde yüksekçe bir tepede harap olmuş bir kale var. Ahır Dağı’nda en meşhuru Kırk Göz olarak bilinen müthiş pınarlar var.
Maraş, mısır ve pirinç tarımının yapıldığı verimli ovasıyla müreffeh bir şehir. Kente yakın bölgelerde bağlar ve bahçeler var. Tepeler mera ve otlak yönünden zengin. Maraş iyi bir tedarik merkezi olabilir.
Bölgedeki önemli misyoner merkezlerinden olan Maraş ve Antep’te hatrı sayılır miktarda öğrencisi olan Protestan okulları ve Cizvit kurumları var.
Güneydeki sulu ovada yapılan çeltik tarımı dolayısıyla iklimin yaz aylarında sağlıksız olduğu söylenebilir ancak bol miktarda temiz su barındıran şehrin üst kısımlarının havası oldukça güzel.
İki piyade taburu ve bir batarya dağ silahından oluşan garnizonu albay komuta etmektedir. İyi durumdaki modern kışla, şehrin kuzey ucunda, Zeytun yolu üzerindedir. Maraş, 40. Redif Tugayı’nın ve 79. Alay’ın da merkezidir. 79. Alay’ın şehirde bir de taburu vardır.
Maraş yolların kesiştiği önemli bir merkez. Bahçe Geçidi üzerinden Adana’ya ulaşan güzel bir araba(motorsuz) yolu var. İskenderun’a giden en kısa yol ise İslahiye ve Kazanali(?) üzerinden Karasu vadisini takip ediyor. Taşıtlar için elverişli olan bu yol bahar aylarında bataklığa dönebiliyor. Antep’ten gelen yol ise Arablar(Araban olabilir.) yakınında kolaylıkla düzeltilebilecek birkaç nokta dışında araç geçişine uygun.
Malatya’ya ulaşan araçlar için en kolay yol güneydeki Pazarcık üzerinden geçer. Pazarcıktan sonra Pelvere(?) ve Seugen’i(Malatya’ya bağlı Süngü olabilir.) takip eden yol çok az zorlukla geçilebilecek cinsten. Pazarcık’tan sonra Neccar(?) ve Sarayköy(?) üzerinden Malatya’ya ulaşan daha kısa ama yine de kolay olmayan bir yol daha var.
Maraş’tan Belveren, Besni, Adıyaman’ı takip ederek Samsat’a varan araçların geçişine uygun bir yol var. Bu yolun sonu Birecik ve Diyarbakır’a ulaşan yollara çıkar.
Ceyhan kaya duvarları arasındaki derin ve dar vadisinden akarak Maraş’tan Adana’ya ulaşır. Bu vadi boyunca vahşi doğa içerisinde patika yolla yaya olarak Adana’ya kadar ulaşılabilir. Nehrin kuzeyine doğru Döngele’den geçen bir yolla Hemite veya Kars Bazar’a(Kadirli) da ulaşılabilir.
Elbistan’a Ceyhan vadisini takip eden ancak araçlar için çok zorlu olan bir yol var. Zeytun üzerinden Elbistan’a ulaşan daha kolay ama araçlar için yine de çok zor sayılabilecek ziyadesiyle uzun bir yol daha var. Zeytun’a kadar çok zorlanmadan düzeltilebilecek bu yolda silahlar taşınabilir.
Maraş’tan Göksun’a Tekirhan(Tekir) üzerinden ulaşan ancak araçların geçemeyeceği bir yol mevcut.
Elbistan’dan Darende ve Gürün’e ulaşan yollar iyi durumda. Göksun’da ise Aziziye’ye (Pınarbaşı / Kayseri) ulaşan bir yol mevcut.
Zeytun
Zeytun, dağların arasında, 920 metre rakımda, görülmeye değer eğimli bir arazide kurulmuş önemli bir Ermeni şehridir.
Hristiyan bir Kaymakam’ın yönettiği şehir tamamına yakını Ermeni olan 10.000 – 12.000 arasında nüfusa sahip. Dik bir dağ yamacının doğu yüzünde kurulan Zeytun’da evler birbiri üstüne inşa edilmiş. Lağım şebekesi olmayan son derece sağlıksız ve pis bir yer burası. Etraftaki tepelerde bağlar var.
Şehrin sakinleri 1896 yılındaki Ermeni olaylarında Türklere karşı önemli bir direniş göstermişlerdir.
Kentin doğusunda yüksekçe bir tepede 1897 yılında inşaa edilen müstahkem kışla ya da kale şehri tamamiyle kontrol altında tutmaktadır. Garnizon bir Nizam Taburu ve kaledeki dört havana hizmet eden silahçılardan oluşuyor. Binbaşı idaresinde bir batarya dağ silahı da kale de mevcut.
Erzak çok değil ama ucuz.
Göksun
Gök Su Deresi’nin sol sahilinde bulunan bu küçük yerde 250 hane Türk ve Ermeni yaşıyor. Şehri müdür yönetiyor. Garnizonda 80 Nizam piyadesinden oluşan bir müfreze var.
Adana’ya Haçin(Saimbeyli) ve Sis(Kozan) üzerinden ulaşan araç geçişine uygun bir yol var.
Yakınlardan geçen Adana – Sivas yolu vasıtasıyla araçlar buradan Aziziye’ye ulaşabilir.
Eyer Bel ve Tekirhan üzerinden kaba bir yolla Maraş’a ulaşılabiliyor. Daha uzun bir yolla Geben üzerinden Maraş’a erişilebilir. Her iki yol da araçlar için uygun değildir.
Göksun’dan Elbistan’a Izgın (Günümüzde Elbistan’a bağlı bir köy/mahalle) üzerinden giden yeterince iyi bir yol mevcut.
Elbistan
Elbistan 1.200’ü Ermeni olan 9.000 nüfusa sahip bir şehir. Şehir kirli ve sağlıksız. Kaymakam’ın yönettiği Elbistan, Redif Taburu’nun merkezidir.
Ceyhan Nehri’nin ana kaynağı, Elbistan’ın 3 km doğusundan, dik bir şekilde şehrin güneyinde yükselen Şar Dağı’nın eteklerindeki kayalıklardan doğar. Doğduktan birkaç yüz metre sonra, 12 metre genişliği ve 2,5 metreden fazla derinliği ile büyük bir nehre dönüşür. Şehir içinde iki kola ayrılarak kentin iki yakasından akar.
Dipnotlar
¹Yazımızın giriş kısmı ya da kısa özeti alınıp, tamamı için bu sayfaya bağlantı verilerek kullanılabilir. Yazının tamamının referans verilse dahi başka sitelerde kullanılması hem bizim yeni eserler ortaya koyma şevkimizi kıracak hem de fikri haklarımızı ihlal edecektir.
Merhabalar,
Maraş avucumun içinde çalışmanızı takip ediyorum. Emeklerinize sağlık, güzel bir çalışma, başarılar…
Çalışmalarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyorum
Emekleriniz için teşekkür ve tebrik ediyorum.