AfşinDoğaElbistanPazarcıkTarih

Anadolu Memelileri Üzerine 1880 Tarihli Bir İnceleme

Güncelleme: 16 Eylül 2019

Charles G. Danford

İngiliz Zoolog Charles G. Danford, 19. yy. sonlarında Anadolu’da iki kez yaban hayatı peşinde keşfe çıkmıştır. 1875 kışı ile 1876 baharı arasını kapsayan ilk gezisine İzmir’den başlamış, güneye inerek tüm Akdeniz hattı boyunca Aladağlar’a kadar gelmiş, oradan kuzeye yönelerek İç Anadolu’nun doğusunu katetmiş ve nihayet Orta Karadeniz’e ulaşmıştır. İlk keşif gezisinin sonuçlarını Londra Zooloji Topluluğu Bildirileri dergisinin 1877 tarihli sayısında yayınlamıştır. Gezisinin büyük kısmı böceklerin ve sürüngenlerin uykuda olduğu kış aylarına denk geldiği için ağırlıklı olarak memelileri incelemiş ve bu doğrultuda yazısına Anadolu Memelileri Üzerine başlığını uygun görmüştür.

1878-1879 kışında 5 ay sürecek ikinci keşif gezisinde Rodos’tan deniz yoluyla Mersin’e ulaşan Danford; Mersin ve Adana’dan sonra Maraş Ovası, Gavur Dağı, Ceyhan Vadisi, Fırat Havzası ve Elbistan Ovası’nda detaylı incelemeler yapmıştır. Elbistan’dan sonra Kayseri, Sivrihisar, Ankara üzerinden Bursa’ya kadar gezisine devam etmiştir. Charles G. Danford’un, ilk gezisi gibi kış aylarına denk gelen ikinci keşif gezisine ilişkin notları, Anadolu Memelileri Üzerine: 2. Bölüm başlığıyla Londra Zooloji Topluluğu Bildirileri dergisinin 1880 tarihli sayısında editörlerin ağzından yayınlamıştır. Bu ikinci yazıda her iki keşif gezisinde kayıt altına alınan memelilerin bilgileri topluluk uzmanlarınca incelenerek daha derli toplu ve tutarlı bilgiler sunulmuştur.

Danford’un her iki gezisinde bölgemizde 140 yıl önce gördüğü, bir kısmının bugün artık bölgede yaşam alanlarının yok olduğu yaban hayvanlarını listelediği makalesini İngilizce’den Türkçe’ye çevirerek aşağıda meraklıların hizmetine sunuyorum.

Danford ikinci gezisinde gördüğü kuşları coğrafya, yaşam ve insan karakterlerine ilişkin gözlemleriyle birlikte seyahat yazısı şeklinde ayrıca kaleme almış ve IBIS dergisinin 1880 yılı dördüncü sayısında Küçük Asya’da Kuş Bilimine Bir Katkı başlığıyla yayınlamıştır. Daha önce çevirdiğim seyahatname tadındaki bu yazıyı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Her zaman olduğu gibi kendi görüşlerimi dipnotlarda ya da parantez içerisinde eğik harflerle belirttim. Elimden geldiğince anlamda kaymaya sebep olmadan düz bir çeviri yapmaya çalıştım.

Yazının ilk kaleme alındığı dönemde hayvanların bilimsel sınıflandırma çalışmaları henüz çok yeni bir bilim dalı sayılıyordu. Pek çok hayvanın sınıfı bu bilim dalına yapılan katkılarla yeniden belirleniyor ve düzenleniyordu. Bu konuda uzman olmadığım için dergide belirtilen bazı memelilerin Latince isimlerinin günümüz karşılıklarını bulmakta zorlandım açıkçası. Bilimsel sınıflandırmaların geçmişini bilen konunun uzmanları çeviride bu husustan kaynaklı hatalar tespit edebilirler. Yorum olarak katkı sunarlarsa memnun olurum.

Yazının başlığındaki çizimler, Londra Zooloji Topluluğu Bildirileri dergisinin 1877 tarihli sayısından alınmıştır. Dergideki çizimlerde yer belirtilmediği için resmedilen hayvanların nereye ait olduklarını kesim olarak söyleyemiyorum.

Yazı içerisinde yer alan harita ise IBIS dergisinden alınmış olup, Danford’un her iki gezisinde takip ettiği rotayı göstermektedir.

Londra Zooloji Topluluğu Bildirileri

Londra Zooloji Topluluğu tarafından 1830’da yayın hayatına başlayan dergi, topluluk üyesi bilim insanlarının dünyanın her yerinde yürüttükleri özgün araştırmalarını her kesime hitap edecek bir dille yayınlamayı amaçlamaktadır. 1984’ten itibaren Zooloji Bülteni (Journal of Zoology) ismiyle yayına hayatına devam etmektedir.

Aşağıda çeviri başlamaktadır. Keyifli okumalar dilerim. Beğenirseniz her türlü mecrada sayfa bağlantısını paylaşarak bana destek olabilirsiniz.

Küçük Asya’nın Memelilerine Dair
Charles G. Danford, PZS, YIL: 1877 ve 1880

ÇEVİRİ: YUSUF KÖLELİ

Charles G. Danford’un 1875-1876 kışında Anadolu’ya yaptığı gezi sırasında gördüğü ve topladığı memeli örnekleri ile o bölgenin faunası hakkında kendinden önce söylenenleri derlediği yazısını üç yıl önce dergimizde yayınlamıştık. Birazdan okuyacaklarınız Danford’un aynı bölgeye 1878-1879 kışında yaptığı ikinci gezisinde aktardığı ek bilgileri içermektedir.

Danford bu ikinci gezisinin büyük bölümünde Anadolu’nun güneydoğusunda vakit geçirmiştir. Örnekler topladığı temel yerleri sıralamak gerekirse: Rodos Adası, Maraş yakınlarındaki Doğu Toroslar, Maraş ve Adana sınırlarını kateden Ceyhan Vadisi, Lübnan sıradağlarının kuzey ucundaki Gavur Dağları ve Fırat Vadisi’nin Birecik bölümü. Buradan sonra rotası Elbistan yakınlarındaki Palanga Ovası, Kayseri, Ankara, Sivrihisar, Eskişehir ve Marmara Denizi yakınlarındaki Bursa’ya kadar uzanmıştır.

Danford’un Rotası

Ülkenin büyük oranda karla kaplı olduğu mevsimlere denk gelmiş olsa da; Danford bu gezisinde bir önceki keşifte bölgede yaşadığı tespit edilen memeli listesine on bir yeni tür eklemiştir. Bunlardan bir tanesi ise bilim dünyasına ilk kez tanıtılmış olacaktır.

Bir önceki katalogda verilen üç türün yanlış tanımlandığını ifade etmek isteriz. Her iki gezinin sonunda Danford tarafından, Anadolu’da yaşayan 46 memeli türünün net olarak tanımlandığını, 9 ya-da 10 tane gözlemlenen türün kesin olarak tanımlanamadığını söyleyebiliriz. Sonuç olarak bölgede gelecekte kaşiflerin yapacağı çok iş var. Özellikle yarasalar, böcek yiyenler ve kemirgenler alanında…

Danford’un kendisiyle birlikte Londra’ya örneğini getirdiği türler * ile işaretlenmiştir. Üç yıl önceki keşif raporunda yer almayıp ilk kez bu raporda incelenen türler + ile işaretlenmiştir. Bölgede varlığına dair kanıtların yetersiz olduğu türler ise numaralandırılmamıştır.

Danford’un beraberinde getirdiği pek çok türe ilişkin örneklerin teslim edildiği Britanya Müzesi’nde görevli arkadaşlarımız Dr. Günther ve Bay Thomas’a ilgileri, Paris’ten Profesör Alphonse Milne Edwards’a yardımları ve St. Petersburg’dan Dr. Strauch’a güneydoğunun yaban koyunu hakkında verdiği detaylı bilgiler dolayısıyla özellikle teşekkür etmek isteriz.

1. VESPERUGO SEROTINUS (Uzun Kulaklı Yarasa) *

2. VESPERUGO KUHL (Beyaz Şeritli Yarasa) * +

Beyaz Şeritli Yarasa örneklerinden birini Maraş’ta bir evin ahşap örtüsünden aldık. Diğerlerini ise Fırat üzerindeki Rumkale’de vurduk. Her iki mekandaki örnekler birbirine benzer.

3. CROCIDURA LEUCODON (Kır Sivri Faresi) *

4. ERINACEUS EUROPAEUS (Batı Avrupa Kirpisi)

Danford bir önceki gezisinde Anadolu’da yaşayan kirpilerin sağlam bir örneğini bulamamış, sadece bu türe ait olduğu açık olan birkaç bireyin çürümeye yüz tutmuş bedenlerine rastlamıştı.

FELIS UNCIA (Kar Leoparı)

Bir önceki yazımızda da yer alan bu leopar türünün Anadolu Parsı, Kar Leoparı veya Pars mı olduğu kesinlik kazanmamıştır.

5. FELIS PARDUS (Pars) * +

Danford tarafından bulunan leopar örnekleri hep bu türe aittir. Örneklerin renk aralıkları ve kuyruk uzunlukları başka yerde rastlamadığımız kadar farklılık göstermektedir. Halk tarafından kaplan olarak adlandırılan bu leoparların çok yaygın olmamakla birlikte genellikle güney ve güneybatıdaki kıyıya yakın dağlarda yaşadıkları söylenebilir. 20 Ocak 1879’da Osmaniye yakınlarındaki Gavur Dağı’nda bulup Britanya Müzesi’ne getirdiğimiz yetişkin bir dişi bireye ait iskeletten yapılan ölçümlere göre birey canlı iken şu ölçülere sahipmiş:

  • Baş ve Beden Uzunluğu … 150 cm
  • Kuyruk Uzunluğu ………….. 94 cm
  • Omuz Yüksekliği ……………. 66 cm

6. FELIS CATUS (Yaban Kedisi) *

Maraş yakınlarındaki dağlarda bulunan yabani kedi, şaşırtıcı biçimde bir önceki yazıda belirtilen Zebil’de bulunan örnekten farklı özellikler gösteriyor. Alışılmadık biçimde berrak gri üstüne belirgin koyu benekler yerine sarıya çalan kahverengi üstüne az belirgin ama düzgün gri beneklere sahip. Halkaları düzensiz ve kesikli olan kuyruğun, gövdeye yakın kısımları dışında kalan bölümünün üst yüzeyinde belirgin bir siyah çizgi var. Anadolu’nun yaban kedileri renk konusunda incelediğimiz Avrupa yaban kedilerine göre daha fazla çeşitlilik gösteriyor diyebiliriz.

7. FELIS CHAUS (Sazlık Kedisi) * +

Maraş yakınlarında Pazarcık Ovası olarak adlandırılan bataklık alanlarda hatrı sayılır miktarda bulunmaktadır. Türün bu bölgedeki bireylerine ait deriler Kuzey Afrika’dakilerden herhangi bir farklılık göstermemektedir.

8. FELIS LYNX (Bayağı Vaşak) *

Önceki yazımızda İstanbul’da satın aldığımız bir deri üzerinden hareketle bölgede vaşak varlığının olduğunu ama delilin kesin olmadığını belirtmiştik. Geçen yılki gezisinde Dandford, Elbistan yakınlarındaki dağda çok iyi koşulda bir örnek edinerek kuzey ve güneyde yaşayan vaşakların Anadolu’da bir araya geldiğini kanıtlamış oldu. Elbistan derisi anlaşılmaz şekilde dağınık benekli olan İstanbul’dakinden çok farklı. Güzel gümüşe çalan zemin, uçları beyazımsı uzun tüyler ve simsiyah sayısız benekle kaplı. Benekler arka tarafta doğrusal yanlarda ise yuvarlak şekle sahip. Uyluktaki benekler parsda olduğu gibi rozet şeklinde guruplanmış.

9. FELIS PARDINA (İber Vaşağı) *

10. FELIS CARACAL (Karakulak) *

FELIS LYNX (Çita) * +

Danford’a Fırat kıyısındaki Birecik’te bulunduğu sırada ev sahibi Şeyh Mustafa tarafından bir çita postu verilmiş. Söylenen göre hayvan, Fırat’ın beş saat aşağısında Mezopotamya tarafında bulunan Sevi isimli bölgede öldürülmüş. Şeyh Mustafa’nın bu türe ilişkin gördüğü tek örnek buymuş. Topluluğumuz Suriye’den bu türe ait birden fazla örnek edinmişti önceleri. Çita’nın Anadolu’da yaşamadığını söylemek zor olur bu haliyle. Şeyh Mustafa, Danford’u beş yıl önce Birecik yakınlarında görülen aslan konusunda da bilgilendirmiş. Anlattığına göre aslan birçok atı telef ettikten sonra öldürülmüş.

11. HYAENA STRIATA (Çizgili Sırtlan) *

Fırat Vadisi’nde Birecik yakınlarında yaygın olmasa da mevcudiyetine devam eden Çizgili Sırtlan’ın halk tarafından Arapça anladığı düşünülür. Bununla ilgili şöyle bir efsane dolaşır bölgede: -Bir adam elinde ilmekli bir halatla sırtlanın inine girer ve onu okşarken “Sen ne güzel ne tatlı bir şeysin. Aslan gibisin. Aslında sen bir aslansın.” sözleriyle kandırır, boynuna halatı geçirir ve sırtlanı çekip götürür.

GENETTA VULGARIS (Jenet)

12. HERPESTES ICHNEUMON (Firavun Faresi) *

Firavun farelerini Ceyhan Vadisi’nde yaygın şekilde gördük.

13. CANIS LUPUS (Kurt) *

Kurtları Anti Toroslar’da gördük.

14. CANIS AUREUS (Çakal) *

Adana’da çok sayıda çakal var.

15. CANIS VULPES (Kızıl Tilki) *

Bir önceki yazımızda çok iyi korunmamış bir tilki postu üzerinden bu türün soluk bir bireyine ait olabileceğine ilişkin şüpheli bir çıkarım yapmıştık. Bu kez Maraş’ta daha iyi durumda olan koyu bir örnek bulduk. Üst bölümü daha kızıl, alt tarafları daha beyaz olan bu örneğin siyaha çalan ön ayaklarının renkli olduğunu iddia etmek zor. Görece küçük bedene sahip bireyin, kafatası ve uzun kemikleri bulunmadığından kesin ölçüleri alamadık. Detaylı bir inceleme sonrasında kendisini Güney-Avrupa’daki aynı türün bireylerinden ayıran özelliklere rastlamadık.

16. MELES TAXUS (Porsuk) *

ICTONYX ZORILLA (Kır Sansarı)

17. MARTES FOINA (Kaya Sansarı) *

Pazarlarda çok sayıda kaliteli postu satıldığına göre Maraş yakınlarındaki tepelerde yaygın olduğu anlaşılıyor. O kadar postun içinde ağaç sansarına ait olan yoktu.

18. MUSTELA VULGARIS (Gelincik) *

19. MUSTELA SARMATICA (Alaca Sansar) +

Daha önceki yazımızda Ainsworth ve Kotschy’e dayandırarak şüpheli şekilde varlığını bildirdiğimiz alaca sansar postlarına Maraş çarşılarında denk geldik. Buraya Zeytun’dan geliyormuş. Söylendiğine göre Zeytun’da meyve bahçelerine ciddi anlamda zarar veren bu tür çok sayıda mevcutmuş.

20. LUTRA VULGARIS (Su Samuru) *

Torosların alabalık kaynayan sularında yaygındır. Yerelde Su İti denir.

21. URSUS ACRTOS (Boz Ayı) *

Karadeniz sık ormanlarında çok yaygındır. İnebolu’dan çok sayıda postu ihraç edilmektedir. Ülkenin güney tarafında hiç örnek bulamamış olsak da Mersin yakınlarında koyuca bir bireyin göründüğü biliniyor.

22. URSUS SYRIACUS (Suriye Bozayısı)

Güneydoğu’da yaygın. Mersin Gözne’de biz varmadan birkaç gün önce vurulan bir tanesini bize getirdiler. Renkleri Suriye’dekileri anımsatıyordu.

23. SUS SCROFA (Yaban Domuzu) *

Ülkenin bir miktar çalılık ve ormanlık bulunan her yerinde yayılım göstermektedir.

24. CERVUS ELAPHUS (Kızıl Geyik) *

Anadolu’nun sık ormanlarla kaplı kuzeyinde ve batıda Bursa içlerine kadar giren vadilerde kızıl geyikler hala yaygın olarak yaşam sürdürüyor. Kızıl geyiğin artık Toroslar’da yaşamadığını, ancak Anti-Toroslar’da (Doğu Toroslar) Maraş yakınlarında yaşamaya devam eden az sayıda bireyin, bölgeye yerleşen Çerkesler nedeniyle zor günler geçirdiğini belirtmek lazım. Danford’a buralarda getirilen çok sayıda büyük geyik kafası, seyrek ardıç ormanları ve uzun otlu çayırlıkları olan bu dağların kızıl geyiklerin bölgedeki son sığınağı olduğunu ispat ediyor adeta.

Elbistan yakınlarında Binboğa Dağı‘nın eteğindeki Yarpuz‘da (Afşin) Danford, köylünün birinden gösterişli bir geyik boynuzu almıştır. Danford, ciddi şekilde aşınmış halde belki de bir fosil parçası olan bu boynuzun bir benzerini daha aynı yerde görmüştür. Geçen yıl topluluğun bir etkinliğinde Dandord bu boynuzları sergilemiş ve topluluk üyeleri bunların bugüne kadar bilinen hiçbir geyik türüne ait olmadığı kanısına varmıştı. Şimdilik belirsizliğini koruyan bu boynuzların izahatını ve bilime kazandırılması fırsatını kendimize saklıyoruz.

25. CERVUS DAMA (Ala Geyik) *

Güney sahilin düzlüklerinde ve etrafındaki dağların alçak bölgelerinde yaygındır. Yerel halk Yamurça (Yamoorcha) der.

26. CAPREOLUS CAPRAEA (Karaca) *

Gavur Dağı’nda ve Toroslar’a yakın bölgelerde bulunmaktadır.

27. GAZELLA DORCAS (Dorkas Ceylanı) *

Ceyhan Vadisi boyunca, Pazarcık Ovası’nda ve Fırat’ın meşelerle kaplı taşlık sağ sahilinde yaygın bir türdür. Danford’a Fırat’ta getirilen tür kuvvetle muhtemelen Kursaklı Ceylan’a aittir.

28. CAPRA AEGAGRUS (Yaban Keçisi) *

Tüm Toroslar boyunca yaygındır. Yerel halk Geyik der. Anadolu’nun kuzeyinde ve batısında görülmez.

29. OVIS GMELINI (Yaban Koyunu) *

İç Anadolu’nun çoğu yerinde özellikle Konya yakınlarındaki tuz gölleri etrafında yaygındır. Örneği’de ilk keşif gezimizde bu bölgedeki Ereğli’den aldık. St. Petersburg Kraliyet Akademisi Zooloji Müzesi direktörü Dr. Alexander Strauch 1878’de Londra’ya geldi ve Britanya Müzesi’nde bulunan örneği inceleyerek Yaban Koyunu olduğunu belirledi. Maraş’ın kuzeyinde Elbistan yakınlarındaki Palanga Ovası’nda da bulunur.

30. SCIURUS SYRIACUS (Sincap) *

Anadolu’nun meşe ve kayınlarla kaplı nispeten alçak ormanlarında yaygındır. Yerel halk Dirik (Dereek) ya da Galli (Kallay) der.

31. SPERMOPHILUS XANTHOPRYMNUS ( Anadolu Gelengisi) *

İç Anadolu’da oldukça yaygın olan, yerelde Arap Tavşanı ismiyle bilinen bu türün örneklerin,i yuvalarının bal peteği gibi bozkıra yayıldığı Kayseri’nden Eskişehir’e kadar farklı alanlardan topladık.


Şimdilik bu kadar. Danford’un uzun listesinin çevirisine vakit buldukça devam edeceğim. Takipte kalın.

Facebook Yorumları
Tıkla. Paylaş. Destek Ol.

Yusuf Köleli

Şeyma'nın eşi, Bilal ve Barış'ın babasıyım. Endüstri Mühendisiyim. Küçük şehirleri severim. Tarih ve arkeolojiye meraklıyım. Maraş'ı yürüyerek, bisiklet üstünde, yamaç paraşütüyle ve yüzerek keşfetmeye çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir