Kültür-SanatYöresel Lezzetler

Benim Adım Dağ Çayı

Güncelleme: 3 Eylül 2020

Benim adım dağ çayı. Anavatanım Akdeniz. Yüzden fazla çeşidimle hüküm sürerim bu topraklarda. Nurhak’ın, Berit’in, Binboğa‘nın, Engizek’in, Ahır Dağı‘nın, Şardağı‘nın 1200 metre üzerindeki yücelerini yurt bilirim.

Benim adım dağ çayı. Çok yıllık bir bitkiyim. Gövdem ve yaprağım börtü böceğe, davara kuşa yem olsa da incinmem. Neslimin devamı köklerimde gizlidir. Köküm topraktan ayrılmadığı müddetçe her bahar aynı yerde yeniden boy verir, güneşi selamlarım.

Nurhak Dağı'nda Dağ Çayı toplarken
Nurhak Dağları’ndan. Fotoğraf: Cihat Kurt

Benim adım dağ çayı. Açan rengarenk çiçeklerim güneşle kavruldukça, uçucu yağlarım sökün eder, savrulur rüzgarla. Her bir koku zerresi bir harf olur, bir araya gelip adressiz bir sevda mektubuna dönüşürler. Duyulur çığlığım yaylakta ve kışlakta. Yeniden doğuş haberim ulaşır tüm aşıklara.

Benim Adım dağ çayı. Sevenim çoktur. Davar sütüne, arı peteğine, insan demliğine katar beni. Ekmeğine yoldaş, sohbetine sırdaş olurum insanın. Yalnız da değilim. Ihlamur, kekik, papatya, reyhan, nane de yanımda olur o dem.

Benim Adım dağ çayı. O dönemler demir savaş aletlerinin kesiklerine iyi geldiğimi gördükleri için Antik Yunan’da ismime demirden yapılmış manasına gelen Sideritis dediler. Thales’in üçgeninde, Sokrates’in savunmasında, Platon’un mağarasında ben vardım. Yunan’da içti Osmanlı da içti beni. 1890 tarihli Osmanlı Devleti Halep Vilayet Salnamesi’nin Elbistan başlığının son kısmında şöyle yer aldım. “Nurhak Dağı’nda da az terbiye ile kabil-i istimal (kullanılabilir) bir hale gelebilür yabani çay yetüşür.” Tarih kitapları yazdı beni.

Halep Vilayet Salnamesi'nde Nurhak Dağ Çayı
Halep Vilayet Salnamesi’nde Nurhak Dağ Çayı. Teşekkürler @makurt

Benim adım dağ çayı. Binlerce yıldır halk hekimliğinin en gözde ilacı bendim. Beşikteki bebenin gazına, döşekteki dedenin nefes darlığına yetiştim. Antioksidan özelliğimle soğuk algınlığı, grip gibi pek çok virüsün olumsuz etkisine karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiğim bilinir. Sakinleştirici özelliğimle kaygı ve endişe giderici olduğumu da söylerler.

Benim adım dağ çayı. Her bahar çıkın koklayın, her yaz çıkın toplayın beni. Boyum 60-80 cm olunca olgunlaştım demektir. Bu aşamadan sonra dal ve tomurcuklarımın güneşle kuruyup sararmasına fırsat vermeden yeşilken toplayın, gölgede kurutun ki; uçucu yağlarım bünyemde kalsın, kokum ve lezzetim daha yoğun olarak damaklarınıza ulaşsın. Kökümden koparmayın sakın. Gelecek yıllarda yeniden aynı kökten boy vereyim. Eve taşırken poşete, beze kapalı kutulara koymayın, koltuğun altında demet yapın götürün beni. Başaklarım ve tohumlarım rızık olur börtü böceğe, boy verirler belki düştükleri yerde.

Dişi dağ çayı
Tuulü çay

Benim adım dağ çayı. Bir arada yaşadığım dişi türlerim de var. Geniş bir alana yayılan basık ve otsu yapıda olan bu türlerin kuzu kulağı yapısında küçücük tüylü yaprakları olur. Nurhak’da tuulü çay derler bu sebeple. Benim gibi tek bir dalda uzayamazlar. Mora çalar baharda renkleri. Koku ve tadı benzer bana. Erkek bireyleri bulamazsanız tuulü çay da içebilirsiniz.

Benim adım dağ çayı. Yanıma çıkacak haliniz yoksa çobanlar ve yaylacılar da ulaştırır beni sizlere. Tüm Maraş ve ilçelerindeki yol kenarı haymalarında, şehirdeki seyyar satıcılar, pazar ve attarlarda yaz sonunda rafları süslerim. Fiyatım pazarlık etmeye çekinecek kadar uygundur.

Bir demlik kaynamış suya bir avuç katarak demleyin beni. Birkaç dakika demlenmem için yeterli olacaktır. Aromamı bal ile zenginleştirebilirsiniz. Tadımı şimdiye kadar deneyip beğenmeyen hiç görmedim. İlk defa deneyenler ıhlamura benzetir beni.

Dağ Çayı demlemek
Dağ çayı demlemek

Benim adım dağ çayı. Bu topraklarda binlerce yıldır ben vardım. Güneydoğu Asya’nın tropik bölgelerinden, 19. yy sonlarında yüklü deve kervanlarıyla bir başka tür geldi sonra. Adına turist çayı dediler önce. Gelip geçer sandım. Taht kurdu topraklarıma. Tiryaki koydular adını sonra. Birçoğunuz bağımlısı oldu.

Benim Adım dağ çayı. Nurhak’ın, Berit’in, Binboğa’nın, Engizek’in, Şardağı’nın, Ahır Dağı’nın yücelerinde her bahar yeniden açarım. Bilirim haberimi ulaştırır sizlere esen rüzgarlar. Terk etmedim yurdumu. Ve bilirim siz de terk etmediniz beni.


Bu yazım için özel olarak Nurhak Dağı’na çıkıp eşsiz görseller çeken Cihad Kurt’a teşekkür ederim.

Facebook Yorumları
Tıkla. Paylaş. Destek Ol.

Yusuf Köleli

Şeyma'nın eşi, Bilal ve Barış'ın babasıyım. Endüstri Mühendisiyim. Küçük şehirleri severim. Tarih ve arkeolojiye meraklıyım. Maraş'ı yürüyerek, bisiklet üstünde, yamaç paraşütüyle ve yüzerek keşfetmeye çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir