DoğaTürkoğlu

Gavur Gölü’nün Yüzen Adaları ve Sakinleri

Güncelleme: 28 Ağustos 2020

100 Yıl öncesine kadar Gavur Gölü üstünde yüzen adalar olduğunu, bu adaların bir tanesinin üstünde 6 haneli Gölköy isminde bir köy bulunduğunu duymuş muydunuz? Gavur Gölü incelememe, İngiliz Zoolog Danford’un kuşlar peşinde yaptığı seyahate ve Hugo Grothe’nin fotoğraflarına göz atanlar bu adaların varlığını hatırlıyorlardır.

Bugün adalar üstündeki yaşam hakkında detayların yer aldığı 1900’lerin hemen başında yazılan Almanca bir haberi sizler için çevirdim. Ben yazıyı hazırlarken göl ve ada hakkında pek çok şeyi ilk kez duydum. BBC yapımı İnsan Gezegeni belgeselindekilerden eksiği olmayan yüzen ada üstündeki fantastik yaşamı hayal ettikçe şaşırdım. Hem doğa hem insan unsurunu bir arada barındıran bu eşsiz mirastan günümüze hiçbir iz ulaşmadığını düşündükçe de üzüldüm. Umarım siz de yazıyı beğenir, ortaya çıkardığım bu yepyeni bilgileri bana destek olmak adına sevdiklerinizle paylaşırsınız.

Çeviri bölüm şimdi başlıyor. Keyifli okumalar dilerim.

Yüzen Bir Köy

Maraş’a sekiz saat uzaklıktaki Gavur (Kafir) Gölü’nün ortasında Gölköy yüzmektedir. Altı evin bulunduğu bu yüzen adaya, barınaktaki ladin gövdesinden oyulmuş 5 m uzunluğunda 50 cm genişliğindeki kayıklarla, etrafı sazlık ve çayırlarla çevrili esintili su yollarını kullanarak bir saatte ulaşılıyor.

Bütün kenarları temiz ve sazlarla kaplı olan adanın, su seviyesinden yüksekliği çok az olduğu için her yerini su basıyordu. Her evin ortasındaki ateş yakma yerine kasabadan kayıkla toprak getiriliyor.

Ada, su içinde büyürken birbirine dolanan saz köklerinden oluşuyor. Kulübeler adanın tabanından yükselip çatıya kadar ulaşan 15 cm kalınlığında kazıklar üzerine inşa edilmiş. İnsanlar kulübelerini inşa ederken öncelikle kalın bir kazığı yatay olarak suya batırıyorlar. Sonra bir diğerini su içinde yüzen bu kazığın üzerine dik olarak yerleştiriyorlar. Böylelikle evlerin direği çürümüş köklere kadar uzanmamış oluyor.

Çok hafif inşa edilen evler ilkbahar rüzgarlarıyla dağılıp zarar görüyorlar. Bu nedenle her sonbahar baştan aşağıya yenilenerek kışa hazırlanıyorlar. İnsanlar yıllar önce buna benzer bir başka adada yaşadıklarını, o ada çürüdüğü için buraya taşındıklarını söylediler.

Gavur Gölü'nde bir balıkçı, kayık
Maraş’ın güneyindeki Gavurgölü (Kafir Göl). Sığınağında bir yerli.

Köylüler gölde mızrakla yakaladıkları devasa balıklar olduğunu söylüyor. Adaya vardığımızda fotoğrafta görülen beyaz entariler içindeki uzun ince delikanlı dışında köyün tüm erkekleri balığa çıkmıştı.

Kesin olarak bilmiyorlar ama büyük büyük babalarından duyduklarına göre aile burada en az 200 yıldır yaşamaya devam ediyormuş. Neden sadece 6 ev ve 6 aile yaşıyor diye sorduğumuzda: “Üzerimizde bir lanet var. Eskiden bir bey bizden vergi toplardı. Bir gün öğretmenin adada olduğu vakitte beyin adamları vergi toplamaya geldi. Hepimiz suya atladık ve öğretmene bizim yerimize ödeme yapmasını söyleyerek onunla alay ettik. Öğretmen gerçekten ödeme yaptı ama “Haneniz altıyı geçmesin!” diye de beddua etti. O günden beri ev sayımız altıyı hiç geçmedi.” diye cevap verdiler.

Gavur Gölü Yüzen Adalar Göl Köy
Yüzen Adalar Üstünde Kurulu Göl Köy

Köylüler Müslümanlar ama namazda pek gözleri yok. Yaradana karşı vazifelerini hakkıyla yerine getirmiyorlar. Pek çok bahane uyduruyorlar. Çok fazla yalan söyleyip sayısız yemin ediyorlar. İyi tarafları da var. Hiç çalmıyorlar. Muhammed’in kendilerini kurtuluşa erdireceğini umut ediyorlar.

Günümüzde Gavur Gölü ilkbaharda su tutuyor.
Gavur Gölü’nde adalar yerini papatyalara bırakmış durumda.

Nasıl oluyor da bilmiyorlar? Çünkü adada şu anda hiç öğretmen yok. Okuma yazma bilen bir kişi bile yok. Geçmişleri hakkında da hiçbir bilgiye sahip değiller. Türk olduklarını, Kürt olmadıklarını söylüyorlar. Antep’ten Dr. Şepırd bu köylülerin Türk ya da Kürt olduklarını düşünmüyor, o adada yaşayan yerliler olduklarını söylüyor.

Efsaneye göre, bir zamanlar gölün ortasında müstahkem bir kale varmış. Kalıntılarının hala göl tabanında gömülü olduğu söylenir.

Facebook Yorumları
Tıkla. Paylaş. Destek Ol.

Yusuf Köleli

Şeyma'nın eşi, Bilal ve Barış'ın babasıyım. Endüstri Mühendisiyim. Küçük şehirleri severim. Tarih ve arkeolojiye meraklıyım. Maraş'ı yürüyerek, bisiklet üstünde, yamaç paraşütüyle ve yüzerek keşfetmeye çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir