Paçanın Sürrealist Hali: Kelle Süsleme
Güncelleme: 1 Ekim 2021
Menekşe Paça’yı ziyaret edenler mekânda bulunan iki tane süslenmiş kelleyi görmüşlerdir. Remzi Usta, mesleğini o kadar seviyor ki; yoğun temponun arasına bir de hobi sıkıştırmış. Paça yapımında kullandığı kelleleri değerlendirmeliyim diye düşünmüş, bunları süslemeye, ışıklandırmaya karar vermiş.
Remzi Usta’nın paçasını anlattığımız yazımızda dükkandaki süslenmiş kellelerin devamının olduğundan bahsetmiştik. Remzi Usta sayısı 100’e yaklaşan tamamı kendi eseri olan süslenmiş kelleleri bugüne kadar ailesi ve çok yakın birkaç arkadaşı dışında kimseye göstermemişti. Kahramanmaraş’ı ziyaret eden seyyahlar Bilinmeyen Rota ve Sırtçantalılar ile birlikte ısrarımızı kırmadı ve 2016 yılının Mayıs ayında koleksiyonunun kapılarını ilk kez bize açtı. Adını Kelle Süsleme Sanatı koyduğu hobisinin sırlarını verdi.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; ben Türkiye’de olmasa bile Afrika’da benzer çalışmalar vardır diye tahmin ediyordum. Yedi kıtada birçok ülke gören, dünyanın her yerindeki kültürlere ilişkin geniş bilgi sahibi iki seyyah daha önce böyle bir sanatı hiç görmediklerini belirttiler. Remzi Usta’nın ne kadar özgün bir hobiye sahip olduğunu teyit ettiler.
Sanat İçin Sabahladık
Remzi Usta her zamanki gibi gece ikiye doğru dükkânı kapattıktan sonra bizi koleksiyonunu muhafaza ettiği atölyesine götürdü. Küçücük atölyenin bütün duvarlarına süslenmiş kelleler asılı. Arada radyo, kapı tokmağı gibi eski eşyalar da var. Kelleler birbirine benzemiyor. Farklı boynuz ve kafa yapısına sahip olmaları dikkatimizi çekiyor. Remzi Usta “benim merakımı bilen kasaplar sıradışı bir boynuza veya kelleye sahip hayvan denk gelirse özellikle bana ulaştırırlar” diyor. Dağcı arkadaşları bile bir keresinde doğada buldukları dağ keçisi kellesini kendisine ulaştırmışlar. Van keçisi, bodur keçi, dört boynuzlu kelleler ve daha birçok çeşit duvarda…
Bazılarının göz boşluklarına yerleştirdiği ampullerle abajur ve gece lambasına dönüştürerek günlük kullanıma dahil etmiş.
Sanki Bir Müze
Sadece koyun ve keçi kellesi bekliyordum ama birkaç tane camız ve inek kellesi de süslenmiş. Büyükbaş kellelerin kurutma süreci beş yılımı aldı o nedenle sayı az diyor. Bu arada süreç o kadar zor ki, Remzi Usta mühendis, kimyager ve doktor gibi çalışıyor süslemeye başlamadan önce. Kendisi bize anlattı ama biz çok fazla sanatın sırlarını burada yazmayalım. Paça için eti alınan kelleleri kâh yağmurda kâh dolu da kâh toprakta doğal bir temizleme sürecine sokuyor. İyice temizlenmemiş kelle boya tutmaz ve çürümeye devam eder diyor. Daha güzel görünmesi için eksik dişi olan çenelere diğer kellelerden aldığı dişleri implant ediyor hatta.
Ön işlemi tamamlanan kelleleri boya, vernik, deri, seramik ve taştan yapılmış boncuklarla o an içinden nasıl gelirse süslüyor, desenlerin, renklerin kontrolünü hayalgücüne veriyor, bir sürrealist gibi icra ediyor sanatını.
Remzi Usta’nın bu yönü ülkedeki diğer lezzeti sanata dönüştürenlerle de tanışmasına, etkinliklerde bir araya gelmesine, ününü ülke sathına taşımasına sebep oluyor.
Remzi Usta, işlerinden fırsat bulursa dünyada eşi benzeri olmayan bu koleksiyonu sergilemek istiyor. Biz Remzi Usta’nın paçası gibi sanatına da hayran kaldık. Koleksiyonunu ilk defa görenler arasında yer aldığımız içinde şeref duyduk. Remzi Usta’nın imzasıyla paçanın sanata nasıl dönüştüğünü bir kez daha gördük.