Mahzuni Şerif : Berçenek’in Dilli Pınarı
Güncelleme: 4 Ağustos 2019
Mahzuni Şerif, Anadolu’nun yetiştirdiği en büyük ozanlardan. Onun üretkenliği her hanede bir ozanın bulunduğu doğduğu Berçenek topraklarının derin köklerinde gizli. Yaratıcılığı ve dehası ise gündelik hayatta hepimizin kullandığı kelimelerle hiç unutulmayacak eserler ortaya koymasında.
Denizin dibinde ot oldum bittim,
Buldular Beni
Balığın karnından yoldular beni.
Özgün müzikal altyapi ile söylediği deyişlerinde kâh güldürmüş;
Mahzuni bu haliyle nereye vardın canım.
Zevzek
Sen bu ele gelmeden nerde yatardın canım.
Belinde barabellom kimi kurtardın canım.
Adam olamadın gittin Zevzek.
Kâh aglatmış;
Delik deşik yuvam çok gelmiş gibi,
Bir Kuş Dünya’ya Yük Gelmiş Gibi
Tüylerim bitmeden uçurdun felek.
Bir kuş dünyaya yük gelmiş gibi,
Bağrıma pençeni geçirdin felek.
Bazen şaşırtmış;
Ankara’da dayın yoktur.
Mamudo Kurban
Mamudo kurban niye doğdun?
Bazen düşündürmüş;
Binbir ümit ile çekip tuttuğum fallar,
Haberin Var mı?
Uzadıkça yokuş oldu gittiğim yollar,
Mahzuni birlikte doğup gitiğim yıllar,
Acı sonun geldiğinden haberin var mı?
Bazen de umutlandırmıştır;
Bir daha gel, gel Samsun’dan.
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Sarı saçlım mavi gözlüm.
Doğduğu toprakları dere tepe, yayla ova, karış karış türkülerinde işledi. Onun en bilinen eserleriyle şöhreti yakalayan utanmazlar, okudukları Mahzuni eserlerinde Berçenek’i, Hunu’yu, Nurhak Dağı’nı, Elbistan Ovası’nı, Emirellez’i sansürlemekten çekinmediler.
Üretmeden tüketenler solup gidecek ama Mahzuni Şerif türküleri her bahar yeniden söylenecek.
Bahar gelmiş Nurhak Dağı otlanmış,
Sarhoş
Bizim elde bayram günü kutlanmış.
Obalar dağılmış dostlar yadlanmış,
Eyvah ayrılığın yaresi bir hoş.