L’illustration Gazetesinde Kara Fatma ve Kırım Savaşı
Güncelleme: 26 Şubat 2022
L’illustration
İllüstrasyon olarak dilimize de yerleşmiş, çizim, resim ve desen gibi anlamlar taşıyan bir isme sahip L’illustration, 1843’ten 1944’e kadar Paris’te yayınlanan haftalık gazetedir. Edouard Charton tarafından kurulmuştur. Fransa’nın ilk resimli gazetesidir.
Maraşlı Kara Fatma
Kırım Savaşı’na katılan Kara Fatma, o dönemler Avrupa basınının ilgi odağı olmuş, gazete, dergi ve kitaplarda kendine yer bulmuştur. Kara Fatma hakkında bugüne kadar yayınladığım araştırma ve çeviri yazılarımın tamamı buradaki listede yer almaktadır.
Birazdan okuyacağınız metin ise Kara Fatma’nın Avrupa basınında ilk kez yer aldığı 15 Nisan 1854 tarihli Fransa’da yayınlanan bir gazete haberinin çevirisini içermektedir. Diğer çeviriler gibi Kara Fatma hakkında uzun anlatımlar içermemesi ve detaylı bilgiler vermemesi nedeniyle hep erteliyor idim yayınlamayı. Ancak tıpkı Kırım Savaşı’ndaki gibi Rusya’nın şu günlerde tek başına tüm batıyı karşısına alıp Ukrayna’yı işgal etmesiyle birlikte hemen gündemime aldım. O dönem Kırım Savaşı’nda yaşanan kuşatma ve saldırılar gibi birçok konuda verilen detay bilgi ve çizimlerin okuyucuların da ilgisini çekeceğini düşünüp bir cumartesi günümü bu yazıyı hazırlamaya ayırdım.
Fransızca bilmiyorum. Batı dilleri arasında çok iyi sonuç veren birkaç yazılım kullanarak ve bazı tereddütlü noktalarda Fransızca bilen arkadaşlarıma doğrulama yaptırarak Fransızca metni İngilizce’ye aktardım. İngilizce’den kendi bilgimle Türkçe’ye çeviri yaptım. Her zaman olduğu gibi asıl metne sadık kalarak, anlamı bozmadan çevirmeye çalıştım. İlavelerimi eğik harflerle parantez içine veya dipnotlara ekledim.
Çeviri bölüm burada başlamaktadır. Beğenirseniz bağlantıyı sosyal medya üzerinden paylaşarak, meraklılarına ulaştırarak bize en büyük desteği vermiş olursunuz. Keyifli okumalar dilerim.
Haftanın Öyküsü
Muhabirlerimizden tuhaf hikayeler gelmeye devam ediyor. Mösyö Fossati’nin (O dönem kardeşiyle birlikte Ayasofya’nın tamirini gerçekleştiren İsviçreli mimar) ilgi çekici çizimini de barındıran aşağıdaki mektup 26 Mart tarihlidir.
İstanbul şu günlerde şarkta çok alışık olmadığımız bir manzaraya tanıklık etti. Resmedilmeye değer şekilde giyinmiş, silahlı ve iyi atlara binmiş, Kürdistan’dan gelen beraberindeki 500 yoldaşıyla savaşa giden yeni Jan Dark, Maraşlı Kara Fatma, muazzam bir kalabalığı kendisine hayran bıraktı. Tüm Müslümanların ve özellikle sokakları dolduran kadınların coşkusuna inanamazdınız. İstanbul sokaklarından geçtiği sırada bir bakkal dükkanı içinde hızlıca resmettim kendisini. Daha iyisini yapacak vakit bulamadığım için sizlerden özür dilerim ama çizimim barıştan yana olan Müslümanları galeyana getiren ve bizleri hayrete düşüren altmış yaşındaki bu kahraman kadın hakkında sizlere bir fikir verecektir. Yakında, müttefik haçlı kuvvetleri (Rusya’ya karşı Osmanlı’nın yanında savaşa katılan Fransa ve İngiltere kasdediliyor) geldiğinde görüşeceğiz ve savaş nasıl sonuçlanacak hep beraber öğreneceğiz.
Kavarna (Bulgaristan’da Karadeniz kıyısında bir şehir) limanında görevli bir subay tarafından 28 Mart’ta yollanan bir diğer mektupta da Karadeniz’in bu limanında demirlemiş müttefik donanması resmedilmişti. Sayının sonunda bu çizimi görebilirsiniz. Napolyon, o an için artık Fransız donanmasının bir parçası değildi, ancak bu güzel gemide görev almış mürettebat, yakında Napolyon’un tekrar donanmaya döneceğini umuyordu. Şarlman ise berbat durumda olan kazanlarının acil onarımları için 15 günlüğüne Beykoz‘da kalmıştı. Bu ayrıntı bizi ilgilendiriyor, çünkü muhabirimizin çiziminde iki dev gemiyi görmediğimiz gibi, donanmadaki her geminin hazırlanmakta olan savaştaki rolünün sıralandığı denizci marşlarında Napolyon ve Şarlman beyitleri de eksikti. Muhabirimizin mektubu aşağıdaki notla bitiyordu.
“Dün Rusların Tuna’yı Galati‘den (Günümüzde Romanya sınırlarında bulunan Tuna kıyısında bir şehir) geçtikleri haberi geldi. Bu bir savaş ilanı olup, Fransız ve İngiliz amiraller, karşılaştıkları tüm Rus savaş gemilerini kovmak ve yok etmek üzere dün buharlı firkateynleri acilen sevk ettiler. Ömer Paşa, Rusların bu hareketinden hiçbir şekilde etkilenmez. Amiraller bugün Varna‘ya gidiyorlar ve akşam olmadan geri dönecekler.”
Savaşın Türkiye’deki seyrini takip eden bir İngiliz subayının nezaketine borçlu olduğumuz daha yakın tarihli bir mektupta ise şunlar yazıyor:
“15 Mart gecesi, yaklaşık 2.500 kişilik bir Rus kolordusu, Turtukaya‘nın (Günümüzde Bulgaristan sınırlarında bulunan Tuna kıyısında bir şehir) karşısındaki bir adada konuşlanmış Türklere saldırmak amacıyla Tuna’yı geçmeye çalıştı. Rusların planını anlayan Türkler, siperlerinde sessizce beklediler. Düşmanlarının en yoğun geçişi esnasında köprüyü havaya uçurarak Rusların büyük bölümünü Tuna‘ya döktüler. Adaya ulaşmayı başaran 500 Rus askerinin bir teki bile Türklerin kılıçlarından kurtulmayı başaramadı. O gün, Rusların boğularak veya kılıç darbeleriyle yaklaşık 2000 kayıp verdikleri tahmin ediliyor. Türklerin kayıpları önemsenmeyecek düzeydeydi.”
Turtukaya Savaşı’nı gösteren tabloyu bu sayının beşinci sayfasında görebilirsiniz.