Kültür-Sanat

Kalbin Son İmparatoru: Kemal Bayazıt

Güncelleme: 2 Ağustos 2019

Kalp cerrahisinde Türkiye’nin en başarılı hekimlerinden olan Kemal Bayazıt Kahramanmaraş’ta doğdu (1930). İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi (1954). Kalp cerrahı Siyami Ersek’in gerçekleştirdiği Turkiye’nin ilk açık kalp ameliyatına katıldı (1963). Daha sonra İngiltere’ye giderek Leads Üniversitesi’nde bir yıl romatizmal kalp cerrahisi alanında öğrenim gördü. Türkiye’ye dönüşünde Yüksek İhtisas Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Bölümü klinik şefliğine atandı (1967). Türkiye’de ilk kez kalp nakli ameliyatını gerçekleştirdi (22 Kasım 1968). Bu nakil aynı zamanda dünyada 86’ıncı kalp nakliydi.

1979 yılında başladığı Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi başhekimliği görevini uzun yıllar sürdürdü. Kalp naklinin dışında kardiyovasküler cerrahi alanında birçok yeniliğin Türkiye’deki ilk uygulayıcısı olmuştur.

26 Haziran 2019’da İstanbul’da vefat etti. Karacaahmet Mezarlığında medfundur. Kemal Bayazıt’ın anısı, isminin verildiği Türkoğlu Devlet Hastanesi’nde yaşatılmaktadır.

Türkiye’deki İlk Kalp Naklini Yaptı

3 Aralık 1967 yılında Güney Afrikalı kalp cerrahı Christian Bernard tarafından dünyada ilk kez insandan insana kalp nakli yapılmıştır. Aynı yılda köpekler üzerinde kalp nakli deneylerine başlayan Kemal Bayazıt ve ekibi, dünyadaki ilk kalp naklinden bir yıl sonra, 22 Kasım 1968’de, Türkiye’deki ilk kalp naklini Ankara Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirmişlerdir.

Kemal Bayazıt ilk kalp nakli ameliyatında – 22 Kasım 1968

Türkiye’de başkasının kalbini taşıyan ilk insan olan, 3 çocuklu 41 yaşındaki Maviş Karagöz, bu operasyondan sonra ancak 8 saat yaşayabilmiştir. Bu nakilden birkaç gün sonra Siyami Ersek tarafından Türkiye’nin ikinci kalp nakli gerçekleştirilecek ama o hasta da sadece bir gün yaşayacaktı.

1967 yılından itibaren bütün dünyada hekimler, birbirini ardına kalp nakilleri yapmaya başladı. Tüm dünyada devam eden bu operasyonlar sonrasında hastaların çok uzun yaşayamaması nedeniyle, Kemal Bayazıt kalp nakli operasyonlarını sürdürmemiş, diğer kardiyovasküler cerrahi yöntemler üzerine yoğunlaşmıştır.

Kendi Anlatımıyla İlk Kalp Nakli

Kemal Bayazıt’ın sıradışı yaşamı, öğrencisi Prof. Dr. Süha Küçükaksu’nun kaleme aldığı, aynı zamanda Türk kalp cerrahisinin tarihçesini de oluşturan “Kalbin Son İmparatoru: Bir Kalp Cerrahının Yaşam Öyküsü” başlıklı kitapta kaleme alınmıştır. Kitapta Türkiye’nin ilk kalp naklinin öyküsü, Kemal Bayazıt’ın ağzından şu şekilde anlatılmaktadır.

Kalbin Son İmparatoru – Kemal Bayazıt

“1967 Kasım ayı başında kardiyolojiden bir hasta verildi. Maviş Karagöz isimli 41 yaşındaki kadın, ileri derecede kalp yetersizliği içindeydi. Her üç kalp kapağı da adeta çürümüş ve kalbi çok zayıflamıştı. Tek çare kalp nakliydi.

21 Kasım 1968 akşamı evde misafirlerle birlikteyken aniden telefon çaldı. Arayan Numune Hastanesi’nin nöbetçi doktoruydu. Bir trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen bir genç kadın olduğunu bildirmişti. Vakit kaybetmeden Ankara Numune Hastanesi acil servisine gittim. Her iki hasta saat 03:00 gibi yan yana odalarda ameliyata alındı. Yaptığımız plana göre iki ameliyat da aynı anda başlayacak, öncelikle verici kalp çıkarılacak o esnada alıcı hastanın göğsü açılarak kalbi makineye bağlanmak üzere hazırlanacaktı.

Kalp nakli sabahı Kemal Bayazıt ve ekibi

Alıcı hastayı doktorlar Yalçın Güran, Mansur Şağban ve Ahmet Eralp hazırlıyordu. Alıcı hastadaki hazırlıkları kontrol ettikten sonra yan odaya verici ameliyatına girdim. Vericiden çıkardığım kalbi ellerim arasında dikkatlice tutarak yan odaya geldim. Alıcı ameliyatına girer girmez hasta kalbi durdurarak çıkardım ve yeni kalbi yaklaşık bir saatte naklettim. Artık işin en heyecanlı anı başlayacaktı. Acaba yeni kalp çalışacakmıydı? Aort kıskacını alır almaz kalp çalışmaya başladı ve tansiyon çıktı. Kalbin kasılmaları giderek güçlendi ve makineden kolayca ayrıldı Böylece kalp nakli ameliyatı sabaha karşı 06:00 gibi başarıyla sonuçlanmış, hasta yoğun bakıma alınmıştı.

Birkaç saat sonra ters giden bir şeyler oldu. Kalbin çalışması çok iyiydi, ödemlerin çözülmeye başladığı görülüyordu. Ancak göğüs direnlerinden gelen kan sızıntısı giderek rahatsız edici miktarda artıyordu. Hastanın ameliyat öncesi kalp yetersizliğine bağlı gelişmiş ciddi bir karaciğer yetersizliği olduğundan ameliyat sonrası bu durum ağırlaşmıştı. Aradan sekiz saate yakın bir süre geçmiş, hasta yavaştan uyanmaya başlamıştı ancak kanama durmuyordu. Bir süre sonra kalpte güç azalması, tansiyon düşmesi ve ritm bozulmaları görülmeye başlandı. Tam bunlara yönelik tedaviler planlanırken aniden hastanın kalbi durdu. Dakikalarca kalbi çalıştırmak için uğraştık ancak başarılı olamadık. Hastayı sekizinci saatte kaybettik.”

Facebook Yorumları
Tıkla. Paylaş. Destek Ol.

Ede

Anonim yazılar...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir