Dağları Delen Güç: Ayranpınar
Güncelleme: 3 Ocak 2020
Engizek Tepelerinde
Engizek Dağlarının Nurhak ilçe sınırları içerisinde kalan zirvesinden çıkan Ayranpınar, hayat sunduğu yaylaların arasında kıvrıla kıvrıla akarak iki km’lik seyrin ardından büyük bir kaya kütlesi ile karşılaşır. Yeni doğmuş olması, kudretinin dağları delecek, vadileri yaracak kadar büyük olmayışındandır muhtemel bu kayayı yaramamış ve hemen altından yumuşak tabaka bularak kendine yeni bir yol açmıştır.
Halk bu bölgeye pınar ve yayla ile aynı şekilde Ayran Subatanı ismini vermiştir. Buradan batan su dağın diğer yamacından kuş uçuşu yaklaşık bir km sonra 100 m irtifa kaybetmiş şekilde Nurhak’ın Umutlu Köyünün 400-500 m güneyinden tekrar yeryüzüne çıkmaktadır.
2011 yılında Ayranpınarı’na yapmış olduğum ziyaret sırasında bu subatanı ve suçıkanı görme fırsatım olmuştu. O dönem fotoğraf makinamın pillerinin bitmesi nedeniyle Ayranpınar yaylasından sonrasını fotoğraflayamamıştım. Subatan ve suçıkanın fotoğrafları için benden daha önce oraları avuçlarının içine nakşeden kişilerin paylaşımlarından faydalandım.
En kısa sürede hikâyesini burada sizlerle paylaşmış olacağım Ayranpınar yaylası ziyaretimin sonlarında, çaylarımızı yudumlarken yaylacıların, bu suyun az ilerde yer altına battığını ve biraz ilerde tekrar yeryüzüne çıktığını işitince hemen görmem gerektiğine karar vermiştim. Hiç vakit kaybetmeden yola çıktık ve Ayranpınar’ı eşşiz doğa içerisinde takip ederek 45 dakika sonra subatana eriştik.
Ayranpınar Subatanı
Coğrafyada bu yüzey şekline düden, ya da suyutan, suyutan ile son bulan akarsuların oluşturduğu vadiye ise kör vadi denir. Kör vadi ifadesinin Türkiye’deki en güzel uyduğu yer belki de burasıdır. Uzaktan baktığınızda derenin baraj kapağı gibi yükselen ve hiç geçit vermeyen yüksek bir kaya duvara doğru aktığını görüp “Bu su nereye gidiyor acaba?” diye şaşırıyoruz. Yaklaştığımızda suyun merdivenlere benzeyen kayaların üstünden aşağıya süzüldüğünü ve ardından 5*5 m genişliğinde girişe sahip mağaraya girdiğini görüp hayran kalıyoruz.
Mağaranın ağzından giriyor ve taş parçaları ve milli toprakta dizimize kadar gelen suyun içerisinde 20 metre kadar yolumuza devam ediyoruz. Profesyonel mağaracı olmadığımız ve içerisini avucumuzun içi gibi bilmediğimiz için biraz da tereddüt ederek daha fazla ilerlemiyoruz ve çıkıyoruz.
Mağaradan çıktıktan sonra dev kaya kütlesinin etrafından dolanarak haritada işaretlediğimiz suçıkana doğru yürümeye başlıyoruz. Suçıkana bize mihmandarlık edecek dere olmadığı için ya yolu bilen yaylacılarla ya da harita ve GPS yardımı ile gitmeniz lazım. Suçıkan kuş uçuşu 1 km ilerde bulunuyor ama yolun çok engebeli olduğunu, yaklaşık 1 saatlik yürümeyle ulaşacağımız öğreniyoruz.
Yer Altında Akan Pınar
Yol üstünde terkedilmiş obaları, yaylacı çadırlarını, muhtelif ot, çiçek ve çalı türlerini görüyoruz. Yer yer ardıç ağaçları var ama orman demek yanlış olur. Tepeye vardığımızda Nurhak Dağı uzaklarda selamlıyor bizi. Nurhak Dağı’nı görmüş olmamız yaklaştığımız anlamını taşıyor. Güney yamacına Çağlayancerit’i, kuzey yamacına ise Nurhak ovalarını alan Engizek Dağı’nın zirvesinden doğan Ayranpınar, Subatan ve Suçıkan idari açıdan Nurhak sınırları içerisinde bulunuyor. Ayranpınar yaylasını genellikle Pazarcık ve Çağlayancerit’in yaylacıları kullanıyor.
Ayranpınar Suçıkanı
Yürümeyi sürdürürken uzaklarda Umutlu Köyü’nün taş evleri seçilmeye başlıyor. Aynı anda ulaşan su sesi de kulaklarımızın pasını alıp, bizleri heyecanlandırıyor. Her adımda çağlaması artan su adeta bizi kendine çağırıyor. İyice yaklaştığımızda suyun çıktığı yerin de aynen battığı yer gibi dev bir kayalık olduğunu anlıyoruz. Bu kayanın etrafından yaklaşık on dakika süren bir iniş sonrasında Suçıkan’a hayranlıkla bakıyoruz. Subatan’ın adeta ikizi karşılıyor bizi. Aynı anadan olan tek yumurta ikizleri gibi aynı pınardan beslenen subatan ve suçıkanın benzerliğiyle büyüleniyoruz.
Suçıkanın ağzında göllenen sudan kendimizi içeriye attığımızda mağaranın derinlere doğru uzandığını görüyoruz. Yukarıda anlattığımız gerekçe ile mağaranın derinliklerine çok fazla girmeden tekrar Ayranpınarı’na dönüyor ve yaylacıların bizler için hazırladıkları çaylarımız yudumlamaya başlıyoruz.
Yeri gelmişken belirtmek lazım, bu mağaralar daha önce hiçbir profesyonel ekip tarafından ölçülmemiş ve incelenmemiştir. Yöre halkından da mağaranın içi hakkında bilgi sahibi olan kişi yok denecek kadar azdır.
2008 ve 2013 yıllarında OBRUK, MADAG gibi Türkiye’nin en önemli mağara araştırma grupları, MTA ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliğiyle ilimizin kuzeyinde ve ağırlıklı olarak Tekir civarında mağara araştırmaları yapmışlardır. Türkiye’nin en derin beşinci mağarası Keş Dağı Düdeni, bu çalışmalar kapsamında bulunmuş ve ölçülmüştür. Yine bir başka suçıkan olan Arıtaş Suçıkan Mağarası‘na da başlangıç keşfi bu ekiplerce gerçekleştirilmiştir.
Afşin, Göksun, Andırın bölgesinde çalışmalar yapan grup maalesef bu bölgeye hiç gelmemiştir. Ayranpınar Subatanı’nın bir bölümü 2008 yılında MTA Mağara Araştırma Birimi tarafından ölçülmüş ve haritalandırılmıştır. Subatanın ileri kısımları ve suçıkan detaylı incelenmemiştir. O tarihten bugüne herhangi bir inceleme geçirmeyen bu bölge hakkında üniversitelerin mağara araştırma kulüplerine bilgiler verdik. Kim bilir belki ileride yapılacak haritalama ve keşif ile Ayran Subatanı ve Suçıkanı’nın içerisindeki saklı güzellikler ortaya çıkacaktır.
Ulaşım ve Uygun Zaman
Ayranpınarı, subatan ve suçıkan doğaseverler için harika bir ortam sunuyor. Bu el değmemiş alanları günübirlik görmek biraz yorucu olsa da mümkün. Parkur olarak iki alternatif mevcut.
Çağlayancerit’ten traktör ya da arazi araçları ile bir saatlik yolculukla eriştiğiniz Ayranpınarı’ndan parkura başlayabilirsiniz. Nurhak tarafından gelenler için ise suçıkandan başlayan ikinci bir ters ve tırmanışı daha fazla olan parkur seçeneği mevcut. Nurhak’ın Umutlu Köyü’ne kadar kendi aracınızla gelip oradan yaya yola devam ederek yarım saat içinde suçıkana ulaşabilirsiniz.
Her iki parkur içinde ilgili Kaymakamlık ve Jandarma gibi yetkili kurum kuruluşlarla irtibata geçmenizde fayda olacaktır. Yaylacılarla irtibata geçmek isterseniz de Çağlayancerit ve Nurhak Tarım İlçe Müdürlükleri sizlere yardımcı olabilirler.
Yaylacıların Mayıs-Ekim tarihleri arasında bölgede bulunduklarını, Ayranpınarı’nın Temmuz ve Ağustos aylarında kuruduğunu da hatırlatmak isteriz. Yaylacılar vasıtasıyla her türlü yemek ve elektrik ihtiyacınızı gidermeniz mümkün. Dilerseniz obalarına kendi çadırlarınızı kurmanıza da müsaade edeceklerdir. Her şey sizin doğa sevginize ve macera tutkunuza bağlı.
Yanlışınız var, Ayranpınar Çağlayancerit’e ait değildir. Umutlu Köyü’ne aittir.
Hasan Bey, konuyu teyit ettim. Haklısınız idari açıdan Ayranpınar, Subatan ve Suçıkan Nurhak’a aitmiş. Genel olarak Çağlayancerit yaylacıları kullandığı için yanlış anlaşılma olmuş.