Karşılaşmalar

Hiç Fotoğrafı Olmayan Yiğit

Güncelleme: 30 Aralık 2019

2016. Mayısın 15’i. Tek başıma o güne kadar çıktığım en zorlu bisiklet turunda evden 50 km uzaktayım. Beni 600 metre rakımdan 1100 metre rakıma yükselten 10 km’lik Fırnız Vadisini  bol bol mola vererek 3 saattir tırmanmaya devam ediyorum. Bisikletin pedallarından daha önce duymadığım sesler geliyor. Akıp kuruyan terim kırmızı penyemin üstünde çorak tuz izleri oluşturmuş. Boynum, kollarım güneş yanıkları ile kızarmış. Kaskımın ipleri boynumda yanmamış beyaz şeritler bırakmış.

Çukurhisar’a Bisikletle Gitmek

Kafamı kaldırıp çağlayanlarıyla bildiğimiz Fırnız’ın menderesler oluşturarak sakin sakin aktığı yatağını görünce anlıyorum, zorlu tırmanışın ardından Çukurhisar düzlüğüne eriştiğimi. İlerde çayın kenarında keçilerini otlatan küçük çobanların yanında mola veriyorum. Ortaokul çağındaki çobanlarla köy hayatını, çobanlığı, yaylaları konuşuyoruz. Ben sürüleri, onlar da bisikleti inceliyorlar.

Hedefim olan Çukurhisar Kaya Mezarları 5 km uzakta. Vakit çoktan ikindiye ulaşmak üzere. Derede elimi, yüzümü ayaklarımı yıkayıp hareket için hazırlanırken ilerden orta yaşlarda başka bir çobanın koyunlarını geride bırakarak bana doğru geldiğini görüyorum. Yaklaştıkça yüzündeki huzur verici gülümsemesini hissetmeye başlıyorum. Doğrudan yanıma gelip selam veriyor. Tanışıyoruz. Adı Yiğit. 35-40 yaşlarında. Zaman tenine büyük izler bırakmış olsa da ruhundaki gençliği alıp götürememiş. Pozitif enerjisi bütün yorgunluğumu unutturuyor. Kaynar köyündenmiş. Ömrü dağların arasındaki bu küçük ovada çobanlıkla geçmiş. Şehre çok az gidermiş. Onunla da yaylaları ve köy hayatını uzun uzun konuşuyoruz. Vaktin daraldığını farkediyor ve istemesem de kendisine veda ediyorum. O esnada benden bir istekte bulunuyor.

Yiğit’in ilk fotoğrafı

– Benim hiç fotoğrafım olmadı. Fotoğrafımı çeker misin?

Küçük çobanların aksine konuşurken bisikletimi değil de fotoğraf makinamı gözüyle süzmesini şimdi anlıyordum. Elinde sopası ile birkaç poz veriyor bana. Bloğumdan bahsediyorum ama interneti yokmuş. İlk fırsatta bu fotoğrafları çıkartıp sana getireceğim deyip ayrılırken birşey kafama takılıyor.

Yiğit’in çektiği ilk fotoğraf

-Peki sen hiç fotoğraf çektin mi?

-Hayır

-Benim fotoğrafımı çeker misin?

İşte bu fotoğraf, hiç fotoğrafı çekilmeyen Yiğit’in elinden çıkma. O tarihten itibaren Çukurhisar’a henüz yolum düşmedi ama Yiğit’in fotoğrafını teslim etmek için tekrar o yollara düşeceğim.


Fotoğrafını Ulaştırdık

16 Nisan 2017 tarihinde 5 arkadaşla Çukurhisar’a tekrar pedalladık. Kaynar köyünde çeşme başında mola verirken Yiğit ile karşılaştık ve fotoğrafını teslim ettik. Bu ziyaret sırasında öğrendik ki Yiğit’in gerçek ismi yiğit olmamasına rağmen tüm köy kendisine Yiğit diye hitap edermiş.

Facebook Yorumları
Tıkla. Paylaş. Destek Ol.

Yusuf Köleli

Şeyma'nın eşi, Bilal ve Barış'ın babasıyım. Endüstri Mühendisiyim. Küçük şehirleri severim. Tarih ve arkeolojiye meraklıyım. Maraş'ı yürüyerek, bisiklet üstünde, yamaç paraşütüyle ve yüzerek keşfetmeye çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir